15 Haziran 2012 Cuma

Onlara Ne oldu? Hunlar



Atilla zamanında Hun İmparatorluğu

IV. Yüzyılın sonlarına doğru Avrupa korkunç bir panik içindeydi. Kır faresi derisinden yapılmış giysiler giyen bir takım atlılar, özellikle Avrupa’nın doğusunda görülmeye başlamışlardı. “Hun” adı verilen bu insanlar önlerine çıkan kentleri yağmalıyor, kabileleri soyup soğana çeviriyorlardı. Atlarının üstünde yiyip içiyor ve yine atlarının üstünde uyuyorlar, kendilerine direnmeyip teslim olanlara ağır vergiler ödetiyorlardı. 

Hun Savaşı, Johann Nepomuk Geiger(1805–1880)

Bugün bile onların kim olduklarına dair tartışmalar sürüyor. Önceleri bu insanların Xiong-nu isimli göçebe Korelilerin torunları oldukları iddia edildi. Ne var ki, Koreli göçebe kabilesi tezi bugün tamamen terkedilmiş durumda. Avrupa’yı titreten Hunlar’ın Moğollar ve Türkler gibi bir Ural-Altay halkı olduğu kabul edilmekte. Kökenleri ne olursa olsun, Asya’dan Ural dağları üzerinden Avrupa’ya giren Hunlar’ın bu eylemin arkasındaki neden açlık ve soğuktu. Tarihte, haklarında en asılsız bilgiler üretilen topluluklardan biri oldular. Bir çok Batılı kaynak onların acımazsızlığından söz etti. Hun kelimesi barbarlık ve terör ile birlikte anıldı.

Hunların çok iyi ata bindikleri, çok iyi ok attıkları ve güçlü birer savaşçı oldukları bir gerçekti. Çoğu kez esir ettikleri düşmanlarını öldürmez onları kendi orduları içinde asimile ederlerdi. Sonuçta Hunlar, içinde küçük bir azınlık durumuna düştükleri dev bir uluslar mozaiği oldular. Bu bağlamda Avrupa’da yeni kurulan Hun Birliği etnik yada ulusal bir kökene değil siyasal temellere dayanıyordu. Bugün bir çok tarihçi Hunlar’ın Avrupa’da çok geniş topraklar elde etmediklerini çok iyi diplomasi kurallarını uygulamalarına, zeka ve kurnazlıklarına bağlıyor. Bu diplomasi kurnazlığının en somut örnekleri ise Hunlar’ın efsanevi lideri Atilla’ya ait. “Tanrının sopası” lakaplı Atilla’nın Avrupa’da ki ilerleyişi, diğer güçlerin aralarındaki anlaşmazlıkları kullanarak gerçekleştirdiği biliniyor. Gerek Doğu gerekse Batı Roma İmparatorluğu ile her zaman iyi ilişkiler kurmuş ve Roma lejyonlarıyla sürekli karşı karşıya gelmekten kaçınmıştı. Nitekim, bazı Roma imparatorları, daha kuzeyden gelecek barbar kavimlerine set oluşturması için Atilla’ya Tuna boylarına yerleşme izni vermişti. Batı Avrupa Hun İmparatorluğu Atilla ile öylesine özdeşleşmiş, öylesine onun ince diplomasi oyunları üzerine kurulmuştu ki, M.S. 453 yılında Atilla’nın ölümünden sonra kısa bir süre sonra parçalanmaya başladı. Hun Birliği’ni oluşturan ulusların her biri kendi beyliklerini ve krallıklarını ilan ettiler.

Atilla

Olayların bundan sonrası daha karmaşık. Tarihçiler, bazı Hunlar’ın İtalya ve Macaristan’da kaldıkları konusunda görüş birliğine sahipler. Bazı Hunlar’ın ise tekrar geldikleri yere Volga boylarına çekildikleri tahmin ediliyor. Ama Hunlar’ın asıl büyük çoğunluğunun kendileri gibi Ural-Altay ailesinden olan Türkler ile kaynaştıkları sanılıyor. Bu birleşmeden doğan Avarların 6. yüzyılda Macaristan ovaların  istila ettikleri ve ancak 9. yüzyılda buradan çekildikleri biliniyor. 7. yüzyılda bugünkü Bulgaristan’ı kuran insanların ataları olan proto-Bulgarlar’ın da Avrupa Hunları’nın devamı olduğu tahmin ediliyor. Bazı tarihçilere göre bugünkü Kazakların ataları da Avrupa Hunları.

Atilla’nın çocukları bir yandan Avrupa’da tutunmaya çalışırken, bir bölümü yeniden Asya steplerine dönmüş ve kaderlerini Asya’ya bağlanmıştı. Nitekim, 4. ve 6. yüzyıl aralarında “Beyaz Hunlar” adı verilen bir Hun kavmi önce Sasani İran’ını istila etmiş daha sonra da kuzeye Hindistan’a doğru yönelmişti. Bu bölgelerde egemenlik süren “Gupta” devletini yıkna bu Hunlar, Hind aristokrasisiyle kaynaşmış ve onların içinde erimişti. 


- Sonraki Konu: Onlara Ne Oldu? Aztekler - 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails